İnsanın esnekliği gerçekten unutma gücüyle ölçülebilir. Unutamayan kişiden bir şey olmaz. Bir unutuş ırmağının (Lethe) aktığı yer var mıdır, bilmiyorum; bildiğim bir şey var ki, unutuş sanatı geliştirilebilir. Fakat bunun yolu, izlenimlerin tamamen ortadan kaybolmasından geçmiyor; unutkanlık başka şey, unutma sanatı bambaşka bir şey. Doğanın muhteşemliği, bir zamanlar kaos olduğunu unutmuş olmasından gelir; fakat bu düşünce her an yeniden canlanabilir. Pek çok insan sadece hoş olmayanı unutmaya çalışmanın sonucunda unutuşu, geçmişi gürültüsüyle boğan dizginlenemez bir güç olarak algılar. Fakat unutmak gerçekten sessiz sakin bir iştir, fakat hoş olmayanla olduğu kadar hoş olanla da pratiği yapılması gereken bir iş. Geçmişte kalan hoş bir şeyin bir de hoş olmayan yanı vardır ki o da bir yoksunluk duygusunu uyandırmasıdır; bu hoş olmayanın üstesinden unutarak gelinir.