19 Haz 2017

John Steinbeck

I wonder how many people I’ve looked at all my life and never seen.

Learning to ignore things is one of the great paths to inner peace.

Robert J. Sawyer

18 Haz 2017

Caspar David Friedrich

romanticism-art:
“Woman on the Beach of Rugen via Caspar David Friedrich
”
Örneğin düşüncelerimi biriyle paylaşmam yıpratıyor beni. Ruhum darbe alıyor, zedeleniyor.
Oysa iyi biliyorum ki bu kuru kalabalığa söylenecek bir tek şey yok. Paylaşmak acı çekmenin kibar bir dille ifade edilmiş şekli o kadar.



Dante

Tarkovsky

İlgili resim

Lale Müldür

İnsanlara dayanmak gerekiyor. İnsanlara dayanmak; kişinin yüreğinde açık bir ev saklaması, bu güzel bir şey ama çok fazla bir şey de değil. ‘Soylu misafirperverliğe yetenekli öyle yürekler var ki’ diyor Nietzsche, 'pencereleri ve panjurları hep kapalıdır; en iyi odaları boş tutarlar.’ Niye öyle yaparlar ? Çünkü 'dayanmak’ zorunda kalmayacakları misafirleri beklerler.

Richard Wagner - Lohengrin - Prelude

Hemen peşinden de kendimi uğuldayan binlerce kelimeden artakalmış binlerce kelime tadındaki bir boşluk, bu boşluğa sığmayan bir sarhoşluk, bir tutku ve umut halinde palas pandıras dışarıya attım..


Hasan Ali Toptaş
Kendimi zamana yaydım.


Tarkovsky

Richard Wagner - Tristan und Isolde, Prelude

Whenever anyone has offended me, I try to raise my soul so high that the offense cannot reach it.


Rene Descartes

Film: September Affair 1950

Yönetmen: William Dieterle
1950
Oyuncular: Joan Fontaine, Joseph Cotten









3 Haz 2017


İhtiyarlığın güzel yanı şu, ağzına geleni söyleyebiliyorsun, insanlar sadece gülüyor.



 Emrah Serbes
― Our Little Sister (2015)
“I suddenly realised it just wasn’t where I belonged.”
Dünya , geçilmesi gereken köprü ; tabir edilmesi gereken rüyadır




Muhyiddin İbn Arabi


Hasan Ali Toptaş

Bir bildiğin varsa şimdi söyle derim ben. Çünkü sabaha geç kalabilirsin. Şunu da unutma ki, yeryüzünde gecikmişliğin ilacı yoktur.
@unabridgedbookstore
by Charles Bukowski

Soundtrack of Marco Polo Tv Series - Ennio Morricone - 1982

Henry Miller

Now people are books to me. I read them from cover to cover and toss them aside. I devour them, one after the other. And the more I read, the more insatiable I become. There is no limit to it.




“Çok şeyler biliyorlar Olric, çok farklı şeyler biliyorlar. Kimi, pencerenin yanında oturmayı akıl ediyor, kimi ön tarafta yerim olsun diye diretiyor. Kimden ne zaman öğrendiler bu kadar bilgiyi? Bazısı sigara içiyor: öyle olur olmaz bir marka değil, kendi istediği sigaradan içiyor. Bazıları da, yol uzundur diye, bir sürü gazete, dergi alıyor otobüse binmeden önce. Gazete satanlar biliyorlar onların ne çeşit dergileri istediklerini; hemen koltuklarının altındaki yığından, kılıç çeker gibi çıkarıveriyorlar. Sen o dergilerin daha adını bile duymamışsın; şöyle ikiye katlayıp uzatıyorlar bir anda. Zehirlenmeden sigara içmek için ağızlıklar, saymak için tespihler satıyorlar; çakmağını dolduruyorlar, içine taş koyuyorlar. İhtiyaç sahipleri ve onlara ihtiyaçlarını temin için didinenler. Bu işler ne kadar uzak geliyor bize. Aralarındaki gizli bağı göremiyoruz. Sen tam, bu adam elindeki eşyayı kime satar, diye düşünmeye başlarken birden başka bir adam, beklenmedik bir adam elini kaldırıyor, ver bakalım bir tane, diyor. Yağmurlu havalarda ayakkabı boyacıları vapura binmiyor; herkes işini biliyor bizden başka. Ben bütün insanlara hayranım Olric. Bütün satıcılar, biletçi yanlarından geçerken nasıl gülümsemek gerektiğini ve arkasından nasıl küfredileceğini biliyorlar. Biletçi de işini biliyor: atarım sandığınızı denize bir daha görürsem, diyor. Nasılsın arkadaş, bir sigara ister misin? demiyor mesela. Benim yanımdan geçerken de saygılı bir tavır takınıyor. İçlerinden bir tanesi bile görevini şaşırsa, kim bilir ne karışıklık çıkar. Vapur altüst olur. Hepimiz denize dökülürüz. Oysa hepimiz her şeyi çok iyi biliyoruz. Bizi artık kimse tutamaz Olric. ..."


Oğuz Atay

Bluebells ... Sir Lawrence Alma-Tadema