Tahta geçtiğinde Tutankamon henüz çocuk yaştadır ve üvey kız kardeşi Ankesenamon ile evlendirilir. Tutankamon 18 yaşındayken, sonradan mumyası üzerinde yapılan röntgen incelemeleriyle anlaşıldığı üzere, kafatasına aldığı bir darbeyle öldürülmüştür. Bugün, cinayetin Baş rahip Eje tarafından işlendiği kabul ediliyor.
Baş rahip Eje, firavun Tutankamon'u öldürdükten sonra firavun olmak ister. Bunun en kestirme yolu kraliçe Ankesenamon ile evlenip tahta geçmektir. Ankesenamon, kocasını, Eje'nin öldürdüğünü bildiği için mi, yoksa Eje kendisinden çok yaşlı olduğu için mi bilinmez; onunla asla evlenmek istemiyor. Ama Eje, bu konuda kararlıdır. Ankesenamon'un bulabildiği tek çözüm adını ve ününü duyduğu Hitit kralı Suppiluliuma'dan yardım istemektir.
Suppiluliuma'nın oğlu II. Murşiliş'in yazdığına göre bu yardım isteği şöyle çıkıyor ortaya:
"Mısırlılar, Amka zaferini duyunca korktular. Üstelik firavunları da ölmüş olduğu için, Mısır'ın dul kraliçesi, babama bir elçi ile şu mektubu yolladı: Kocam öldü. Benim oğlum yok. Duyduğuma göre sende oğul çokmuş. Eğer bana oğullarından birisini verirsen onu koca yapacağım. Tebamdan birisini kocam yapmayı asla istemiyorum. Ona koca olarak saygı duyamam."
II. Murşiliş, devam ediyor anılarına:
“Babam, iyi yürekli olduğu için kadının sözünü dinledi ve göndereceği oğlunu seçti.”
Suppiluliuma, Mısır firavunluk soyunun Hititlere geçeceği hayalini kurarak oğlu Zannanza'yı küçük bir askeri birlikle Mısır'a yollar. Hitit tabletlerinden anlaşılacağı üzere, prens Zannanza'nın sınırı geçtikten bir süre sonra öldürüldüğü haberi gelir Hitit ülkesine. Firavun olmak için gün sayan Eje, Ankesenamon'un bu girişimini öğrenmiş ve yolladığı orduyla Zannanza'nın birliğini kuşatarak yok ettirmiş hepsini. Suppiluliuma, bu olaya çok üzülmüştür. Yine tabletlerden anlaşıldığına göre günlerce ağlamış ve intikam yeminleri ederek tanrılara kurbanlar sunmuş.
Bu sırada Mısır tahtında Akhenaton'la birlikte ortaya çıkan gevşeklik ve karışıklıklar sonrasında artık güçlü bir firavun vardır: II.Ramses. II. Ramses, daha imparatorluğunun ilk yıllarında düzeni kurmak ve Mısır'ın gücünü çevreye kabul ettirebilmek için seferlere başlar. Hititler açısından bardağı taşıran damla, Suriye topraklarında Hititler'e bağlı olarak yaşayan Amurrular'ın birden Ramses'e bağlılıklarını açıklamalarıdır. Amurru prensi Benteşina, kendisine çok daha fazla tâvizler önermiş olan II. Ramses'in sözüne güvenerek Hititler'den kopmuş ve Mısırlıların safına katılmıştır.
O dönemin güç dengeleri içinde II. Ramses'in ilerleyişini durduracak tek güç vardı dünyada: Hititler. Artık yeni Hitit kralı Muvatallis için yapacak başka bir şey kalmamıştı: Hem sınırlarına yeniden biçim vermek hem de Suppiluliuma'dan kalma intikamı almak (Prens Zannanza'nın öldürülmesi olayı). Dolayısıyla iki ulusun savaşa girişmesi kaçınılmazdı. Öyle de oldu. İki ordu, Halep ile Şam'ın ortasında bir yerde olan Kadeş'te karşı karşıya geldiler.
Antlaşmanın temel düzenlemesi bu iki ülkeden birisine yönelik bir saldırı ya da tehdide karşı ötekinin ona yardım edeceği ve savaşa birlikte gireceğidir.
Bugün NATO Antlaşmasının 5. maddesini aşağı yukarı aynı düzenlemeye sahiptir.