İlk önce değişikliğin farkına varamadı. Sadece çalışmak istemiyordu. Cansız ve neşesizdi. Bütün gün ya bir köşede oturuyor, yahut dalgın dolaşıyordu. Sanki hayatında çok mühim bir şey eksikti. Sonra, yavaş yavaş yorgun ve isteksiz kalktığını, sabaha kadar karışık rüyalar gördüğünü ve bunların kendisini yorduğunu anladı. Daha sonra âdeta istemeyerek uyanmaya başladı. Sevilen bir memleketi, bir daha görülmeyecek şeyleri terk ediyormuş gibi esefle yatağından kalkıyor, ve gününü bir sıla düşünür gibi geceyi ve rüyalarını düşünerek geçiriyordu.
Ahmet Hamdi Tanpınar