19 Nis 2014

Ebrehe ve Ebabil kuşları

Her şey bir kıskançlıkla başlıyor.

Ebrehe Yemen’de, Habeşistan Krallığına bağlı hristiyan bir vali idi ve "Ne var bu Mekkede. Bütün Araplar oraya koşuyor, tavaf için. Ticaret orada, hayat orada... Ne var sende ey Kábe!" diyordu .
Arapların her sene hac amacıyla Mekke'ye gitmelerini istemiyordu. Büyük bir kilise yaptırdı ve ismini 'Kuleys' koydu.Arapların akın akın tapınağa geleceğini duşünmekteydi. Bekledi bekledi, ama umduğu ilgiyi goremedi. insanlar yine Kábe'ye gidiyordu.
Ebrehe'nin haccı engelleme niyeti Yemen'li Arapları öfkelendirdi. Rivayete göre Nukayl isminde bir yerli, Kuleys’e girerek kimsenin olmadığı bir zamanda içeriyi harabeye çevirdi, kirletti ve kayıplara karıştı. Ebrehe ağır bir hakarete uğramıştı. Olayın üzerine bir de kilisenin yanması eklenince vali intikam almaya karar verdi;
Kâbe’yi yıkmak ve enkazı fillerle Yemen'e taşımak için 19 Fil ve altmışbin Habeşliden oluşan ordusu ile harekete geçti. Bu ordunun önünde Mahmud adlı bir fil de vardır. Ordu mekke'ye yaklaştığında Mahmud ilerlemeyi reddeder. Mekke dışındaki istikametlere doğru yürüse de, Mekke'ye yöneltildiğinde ısrarla durur.

Tam bu sırada deniz tarafında gökyüzü Ebabil kuşları ile doldu, gagaları ve ayaklarında taşıdıkları taşlar ile Ebrehe ordusunu taş yağmuruna tuttular.İstilacı ordu bozguna uğradı. Etleri lime lime dökülerek ölüyorlardı. Kalanlar Ebrehe de içlerinde olduğu halde perişan bir vaziyette Yemen'e doğru kaçtılar.