3 Mar 2010

Ufak şeyler

Ufak şeyler


Sıcak bir yaz gününde tahta iskelede yüz üstü oturup dipteki balıklara bakmayı seviyorum. Suyun içine girdiğimde de gözlük ve paletleri takıp dipte dolanmayı seviyorum. Denizanalarını paletimle uzaklara ötelemeyi seviyorum. Suyun içindeyken, dipte elime aldığım pet şişeyi sıkıp içindeki havayla idare edecekmiş gibi yapmayı da. İşyerinde 'iş' arkadaşlarımın arkasından yaklaşıp bacaklarına 'Köpek saldırısı' diyerek saldırıp onları korkutmayı da seviyorum.

.... Şehirler arası yolculuk yapmayı seviyorum. Şehirden uzaklaşırken bütün nefret ettiğim (aslında tam da nefret değil, tiksinme sanırım) insanları sanki o ayrıldığım şehirde bıraktığımı düşünmeyi seviyorum. Kuş beyinli insanlarla konuşmayı seviyorum. Bana yaşama sevinci veriyor. Bu kadar az beyinle bu kadar iyi yaşayabildiklerini görüp, geri zekâlılar da mutlu bir şekilde yaşayabiliyor demek deyip seviniyorum kendi kendime.

Tavşan gibi uyumayı

Geciktiğim bir yere acele etmemekten hoşlanıyorum. 40 dakika gecikmişim zaten. Sert araba koltuklarını seviyorum. Arabanın içinde havalandırma ayarlarıyla oynamayı da seviyorum. Koltukta otururken sağa sola yaylanıp devrilmeyi seviyorum. Sakallarım da var. Oldum mu hacıyatmaz. Uyurken ayaklarımı kıpırdatmayı seviyorum. Uyandığımda aniden kalkmaktan hoşlanıyorum. Tavşan gibi uyumayı seviyorum. Vapurda uyuyakalıp ağzımdan süzülen salyayı silerken etrafıma bakışımdaki özgüveni seviyorum (Başka bir zaman bulamadığım bir şey).

Denizi seviyorum. Boş boş bakmak istiyorum. Uçak yolculuklarında pilotu alkışlamayı seviyorum. Alkışlamayı başlatan goygoycu olmaktan hoşlanıyorum. Alışveriş merkezleri girişlerindeki güvenliklere karşı insanların tavırlarını izlemeyi seviyorum. Kendini çok önemli gören insanları izlerken eğleniyorum. Kedileri birilerine benzetmeyi seviyorum. Kedilerle boş boş oturup takılmayı seviyorum. Kafasının tepesi sıcak kedilere hayranlık duyuyorum. Sokakta yürüken sokak köpeklerinin benden kıllanıp bana havlamalarını seviyorum, seviyorum ama korkuyorum. Korkuyu bekliyorum.

0.5 kalemle temizliği

Vapurda yüksek sesle hapşıran biri olduğunda dayanamayıp 'phahahah' diye gülüyorum, kendimi yalnız hissetmemeyi seviyorum. Güneş altında oturup pişmeyi seviyorum. Kendimi Eda Taşpınar gibi hissetmeyi seviyorum. Bülent Ersoy'un şekilsiz makyajlarına arkadaşlarımla gülmeyi seviyorum. Peruk takıp işte dolaşmayı seviyorum. Tırnaklarımı 0.5 kalemle temizlemeyi seviyorum. Bilgisayar kullanmadan önce ellerimi yıkamayı seviyorum.

Kazasız belasız şak diye kurulan bir donanım ya da programı hemen kullanmaya başlamayı seviyorum. Eve geldiğimde kedimiz Tortor'la oynamayı Tortor'dan çok sevmeyi seviyorum. Kapıdan onunla oynamak için geldiğimi bilse kesin kıl olur bana. Güneşli günlerde sahilde boş boş oturmayı banka kıç yapıştırmayı seviyorum. Güneş altında sıcakta terlemeyi seviyorum.

.... Gülüyorum, güldükçe seviniyorum. .... Sağda solda duyduğum dandik cep telefonu melodilerini ağzımla 'büzüüü büzüüü' diyerek söylemeyi seviyorum. Kapüşonumu başıma geçirip teyze taklidi yapmayı seviyorum. Aynı malzemeyle bir de anında ninja olabilme ihtimalimi seviyorum.

Bir şekeri emmeyi

Kar yağan günlerde evden gram çıkmayıp karlar eriyene kadar evde 'kebap stori' yapmayı seviyorum. 'Dexter'ı iki-üç bölüm arka arkaya izlemeyi seviyorum. .....
... Sokakta travestilere bakan insanlara bakmayı seviyorum. Bunun benzeri olarak sokakta yürüyen güzel kıza bakan insanların yüzlerine bakmayı seviyorum. Kadınlara rastgele 'Ayakkabın güzelmiş', 'Küpen güzelmiş' deyip hemencecik sevinmelerini seviyorum. Bir şekeri alıp eme eme 10 dakikada bitirmeyi seviyorum. Boza içmeyi seviyorum, geceleri ellerimi arkada kavuşturup sokaktan gelen seslerin kaynağına bakarken karşı binadaki komşularla göz göz gelmeyi seviyorum.

Hepinizi samurda

Canlı yayın kazalarına tanık olmayı seviyorum. ..... Boğaz'dan geçen gemilere aynayla ışık tutmayı seviyorum. Aslında aynayla sokağa ışık tutma işini komple seviyorum. Beklenmedik zamanda gelen mail'leri seviyorum. Yanlış kişiye atılan mesajın bana gelmesini. Yalaka insanların başkalarına yalakalanmalarını izlemek hoşuma gidiyor. Konuşurken geğirmesi gereken insanların zor durumda kalmasına da gülüyorum.

İskelede kapıyı kapatan adamın acımasızlığını seviyorum. Bıngıldak, bezelye, cibinlik, Dudayev, Eusebio, heder, mekruh, mükerrer kelimelerini ayrı bir seviyorum. Sevdikçe gülümsüyorum... .....


Kaan Sezyum-Radikal