21 Mar 2010

Avatar

Filmin süper kısa özeti şudur: Pandora isimli gezegende bolca bulunan ve kilosu 20 milyon dolar eden Unobtanium madeninin peşine düşen insan ırkı, Pandora'nın yerli halkına karşı her türlü savaş taktiğini kullanmaktadır.
3 boyutlu teknik sonuna kadar kullanılmış olmakla birlikte, Pandora, neon ışıklarıyla bezenmiş bir sokak gibi duruyor.Gezegende yaşayan yaratıklar yıllardır Hollywood sinemasında kullanılan uçan canavar kuşların ötesine geçmemiş.Heryerde neon renkler ve neon yaratıklar cirit atıyor.
Konuya gelince, Pandoralıların yerine kızılderilileri, saldıran dünyalı insanlar rolüne de amerikalıları yerleştirin işte size klasik bir kovboy filmi. Kötü insanlardan bir kahraman çıkar ve kızılderililere stratejik liderlik yapar ve onları kurtarır.
Kovboy filminde bütün kızılderililerin amerikan jestleri ile konuştuğunu, amerikan mimikleri yaptığını düşünün. Üstelik bu kızılderililerin afrikalı aksanı ile ingilizce konuştuğunu tahayyül edin. Buyrun size Avatar!
Film boyunca afro-amerikan aksanlı pandoralılar pür amerikan jest ve mimiklerinden hiç ödün vermeden ormanda koştururken, oturur vaziyette ellerini iki yana açarak bedenleriyle sağa sola sallanması ve
bir ağızdan ayinsel sesler çıkarmaları şeklindeki Hollywood'un bir türlü başka biçimini hayal edemediği
"standart yerli ayini sahnesi" klişeye tüy dikmiş.
Konu o kadar uzamış ki bir süre sonra ne kuşların sırtında uçan yerliler, ne voltran suretinde yerlilere saldıran
makineler seyirciyi oyalamaya yetmiyor.