Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor..
31 May 2012
Kafka
Ölüm arzusu, bilgeliğe kavuşulduğunun ilk belirtisidir. İçinde bulunulan dünya katlanılmaz, bir başka dünya ise ulaşılmaz geliyordur. Ölüm arzusundan doğan utanç biter artık; nefret edilen eski hücreden alınıp ilk iş olarak nefret edeceği yeni hücresine götürüleceği anı bekleyerek yalvarır mahkum. Bunda belli belirsiz bir inancın kırıntıları da pay sahibidir; yeni hücreye nakledilirken efendi koridorun diğer ucunda görünecek, mahkuma göz ucuyla şöyle bir bakacak ve şunu diyecektir... "bu adamı yeni hücreye götürmenize gerek yok. o artık bana geliyor "
29 May 2012
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Denizde dalgalar arasında boğulacağını anladıktan sonra hiçbir hareket yapmayarak kendilerini suya salıverenler ve felaketi bir an önce isteyenler gibi kendimi bırakmıştım. Bir şey ümit etmemenin rahatlığından başka barınacak ruhi bir köşem kalmamıştı. Artık hiçbir şey tahmin edemiyor, hiçbir şey beklemiyordum.
Peyami Safa
20 May 2012
İçimden Kuşlar Göçüyor
Belli yaşa gelmiş, tutkulardan arınmış, durulmuş, oturmuş kadınlara hayranlık duyar, imrenirdim. Gözyaşlarını arkalarında bıraktıklarını, sevilmeye fazla gereksinme duymadıkları için artık acı çekmediklerini düşünürdüm. Şimdi gençliğimde özlediğim yaşlardayım, ama hala olmayı umduğum kadın değilim.
İnci Aral
İnci Aral
Yolda
Günlük kaygılarla ömür tüketen insanlar gördüm. Otuz dört yaşına kadar araba kullanmadım, hiç ehliyetim olmadı. Çocukluğundan beri araba kullananlar ve ilk fırsatta ehliyet sahibi olanlar tüm ömürlerini ev-iş arasında yol yaparak harcarken ben dünyayı gezdim. Garip bir tezat…
Jack Kerouac
Jack Kerouac
17 May 2012
Boşuna yere herkesten kaçmış, boş yere bütün insanları kendimden uzaklaştırmışım; ama bundan sonra başka türlü yapabilir miyim? Artık hiçbir şeyin değişmesine imkân yok.. Lüzum da yok. Demek böyle olması icap ediyormuş. Yalnız söyleyebilsem.. Bir kişiye olsun içimdekileri dökebilsem.. Bunu sahiden istesem bile artık böyle bir insan bulmama imkân yok.. Bende arayacak hal kalmadı.. Kalsa da aramam.
Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna
16 May 2012
15 May 2012
Muriel Barbery
Bayan Michel'de kirpinin zarafeti var. Dışarısı dikenli bir zırhla kaplı. Tam bir kale. Ama içi yapmacıksız bir yumuşaklık ve incelikle dolu. Kirpiler haksız yere duyarsız ve uyuşuk zannedilen, şiddetle yalnız ve müthiş biçimde zarif hayvanlar.
Kirpinin Zarafeti
Kirpinin Zarafeti
14 May 2012
13 May 2012
4 May 2012
Kovulmuşların Evi
“Ben” dedi kadınlardan biri diğer kadına, “otuz yıldır bu evde kendi içini doldurmaya terkedilmiş bir günlük gibiyim. Sanki dört duvarla ciltlenmişim de hiç dışına çıkamamışım tutulduğum günlüğün. İlk zamanlarda bomboş sayısız yaprağım vardı, onlara bakıp umutlanırdım. Bütün kayıplarımın, o yapraklardan birinde yer bulacağını düşünürdüm. Yanılmışım. Tozunu sildiğim camlar tekrar tozlandı; pişirdiğim aşı yeniden pişirdim; büyüttüğüm çocuklar bana hep çocuk döndü; boyadığım duvarları bir daha boyadım ve her seferinde solan çiçeğin yerine vazoya, solacak yeni bir çiçek koydum. Hayatın bende dolduracağı yapraklar gittikçe azalıyor. Bundan sonrası, bundan öncekinden başka olmayacak, biliyorum. Ama yine de her akşam şu kapıyı aralarken, içimde bir genç kız, bana ne beklediğimi soruyor. Keşke bir tek bunu çözebilseydim…”
Ali Ayçil
3 May 2012
2 May 2012
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)