Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor..
31 Oca 2017
30 Oca 2017
Eckhart Tolle
Zen Ustası Hakuin, Japonya’nın bir kasabasında yaşıyordu. Çok saygı duyulan bir adamdı ve birçok kişi ruhsal eğitim için ona gelirdi. Bir gün, kapı komşusunun ergenlik çağındaki kızının hamile kaldığı öğrenildi. Öfkeli anne ve babası kızı bebeğin babasıyla ilgili sorguladıklarında, sonunda kız onlara babanın Zen Ustası Hakuin olduğunu söyledi. Öfkeli anne-baba, hemen Hakuin’in yanma koştular ve ona bağıra çağıra kızlarının söylediği şeyi aktardılar. Hakuin sakince onlara baktı ve sadece şöyle karşılık verdi:
“Öyle mi?”
Skandalin haberi bütün kasabaya yayıldı ve hatta ötesine taştı. Üstat ününü kaybetti. Bu onu hiç endişelendirmedi. Kimse artık onu ziyarete gelmiyordu. Yine etkilenmedi. Çocuk doğduğunda, kızın anne ve babası bebeği Hakuin’e getirdiler. “Babası sensin, ona sen bakacaksın,” dediler. Üstat bebeği sevgiyle koruyup ilgilendi.
Bir yıl sonra, bebeğin annesi pişman bir tavırla anne ve babasına bebeğin gerçek babasının kasap dükkanında çalışan genç adam olduğunu söyledi. Anne ve baba, büyük bir mahcubiyetle Hakuin’in yanına gittiler ve binbir özür dileyerek kendilerini bağışlamasını dilediler. “Gerçekten çok üzgünüz. Bebeği geri almaya geldik. Kızımız bebeğin babasının sen olmadığım itiraf etti.” Hakuin hiç itiraz etmeden bebeği onlara verirken sakince sordu:
“Öyle mi?”
Üstat, yalana ve doğruya, kötü ya da iyi habere hep aynı şekilde karşılık vermektedir: “Öyle mi?” Andaki durumun olması gerektiği şekilde biçimlenmesine izin vermekte, iyi ya da kötü diye tanımlamamakta, dolayısıyla insanların oynadığı bu dünyevi oyunun bir parçası haline gelmemektedir. Ona göre sadece şu an vardır ve şu an olması gerektiği gibidir. Olayları kişiselleştirmemektedir. Kimsenin kurbanı değildir. Olan her şeyle o kadar bütünleşmiştir ki olanların hiçbiri onu etkileyecek güce sahip değildir. Sadece başınıza gelenlere direndiğiniz zaman olanların merhametine kalırsınız ve o zaman mutlu ya da mutsuz olacağınıza dünya karar verir. Bebek güzel bir şekilde bakılmıştı. Kötü görünen olaylar, dirençsizliğin gücüyle iyiye dönüşmüştü. An içinde şekillenen olaylar ne gerektiriyorsa onu hiç direnmeden yaptığından, zamanı geldiğinde bebeği de rahatlıkla geri verebilmişti. Bu olayların kendi başınıza geldiğini düşünün; olayların farklı aşamalarında egonuz nasıl tepki verirdi?
Yılların terbiyesinden geçmemiş yalancı bir olgunluktan söz etmiyorum burada. Yükünü hafifletmeyi bilmiş, kalbini ovup yeniden parlatmayı becerebilmiş bir erişkinlik hali anlatmaya çalıştığım. Ne de olsa olgunlaşmak büyümekten daha fazla zaman alır. Bir zamanlar duyduğunuz kızgınlık size artık bir başkasının öfkesiymiş gibi gelmeye başladığında kazandığınız bir özgürlüktür bu.
Murathan Mungan
Film: The Lovely Bones
Yönetmen: Peter Jackson
2009
Oyuncular: Rachel Weisz, Mark Wahlberg, Saoirse Ronan
29 Oca 2017
28 Oca 2017
Albert Camus
Kimsenin canını yakmadım, şikayet etmedim hiç halimden, bir şu gençlerin hali dert oldu içime. Ne yalan söyleyeyim, iyi savaştım. Bu saatten sonra kazanacak şeyim yoktu ondandır belki. Kış gelecek, kar yağacak, şu dünyada kimseler adımı anmayacak.
Herman Hesse
Yeterince dikkatli bak, gözlemle bir insanı, onun kendisi hakkında bildiklerinden çok daha fazlasını sen onun hakkında öğrenebilirsin.
27 Oca 2017
Dostoyevski
Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.
26 Oca 2017
Mihail Lermontov
Budala mıyım, kötü bir insan mıyım, bilmiyorum; bildiğim bir şey var: Ben belki de ondan daha çok acınacak haldeyim. Şu anlamsız dünya ruhumu bozmuş; kafam tedirgin, yüreğim doymak bilmiyor; hiçbir şeyle yetinmiyorum; zevke nasıl alıştıysam acıya da öyle alışıyorum, hayatım gittikçe boşalıyor; bir tek çare kaldı benim için: yolculuk etmek.
Sen ne kadar kaçsan da, ıskalasan da, görmezden de gelsen, kafanı kuma da gömsen, kalbine kilit de vursan, hayatın sana bir diyeceği varsa, sinsi sinsi bekliyor sırasını, yıllarca. Öyle sabırlı. Öyle fil hafızalı, öyle unutmuyor hayat. Sen sabaha kadar unuttum diye sağalt ruhunu. Gömdüm san.
Melisa Kesmez
Melisa Kesmez
21 Oca 2017
Değişen Gökyüzü- Steven Forrest
Doğru veya yanlış, sizin doğum haritanıza bakıp da evliliğinizin sona ereceğini söyleyen birisi astrolojiyi - ve sizi- suistimal ediyordur. Sembollerin amacı ve en iyi yaptıkları şey bu değildir. Siz bir kukla değilsiniz. Doğum haritanızda yıldan yıla hareket eden planetler sizin iplerinizi çekmiyorlar. Astrolojik güçler sorulardır, cevaplar değil.
19 Oca 2017
Ingmar Bergman
İnsanların kitap okumaması çok ciddi problemlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Kelimelerin bilinçli iletişimin en temel aracı olduğu yerde, kelimesi olmayan insanlar ne yapabilir? Beyinlerinin ihtiyaç duyduğu itici gücü nereden bulur? Bu yetersiz uyarım sorunu olduğu kadar duygusal bir sorundur aynı zamanda. O insanların duyguları var fakat onları ifade edecek kelimeleri yok. Karmaşık bir deneyimi ifade etmek için kelimeleri yan yana getirebilme eksikleri var. Dolayısıyla hayatlarının bir boyutunu kaybederek müthiş bir memnuniyetsizlik sorunu yaşıyorlar. Eğer siz onlara, siz duygularınızı ifade edecek kelimelere sahip olmadığınız için memnuniyetsiz ve mutsuz insanlarsınız, derseniz, onlar da sizin kafayı yediğinizi düşüneceklerdir.
E. M. Cioran
İnsan otuzunu geçtiğinde, olaylarla bir gök bilimcinin dedikodularla ilgilenmesinden fazla ilgilenmemelidir.
12 Oca 2017
11 Oca 2017
Spiritüel dünyanın geldiği son nokta
Bu alandaki manipülasyonlara karşı Uya'ANık OL'un ;) Başınıza gelen berbat bir olayın ertesinde ola ki birisi size "Her deneyimi insan kendisi seçer” derse, kendisini bayıltacak bir yumrukla yere yıkın :)
Ayıldığında kendisine "kendi seçmiş olduğu bu deneyimi yaşamasına imkan verdiğiniz için size teşekkür borçlu olduğunu" söyleyin. Sonra ısrarla, hemen ve hatta kafasına sargı dahi sarılmadan, hemen sizi affetmesini söyleyin; affetmenin en acil yüksek vasıf olduğunu hatırlatın...
Sonra “acı”nın zaten bir ilüzyon olduğunu, "fark etme" ve "gözlemleme" ile “An’ın Farkındalığı”nın gücünü yakalayacaklarını anlatın.
Ve devam edin, “kurban” diye bir şey yoktur deyin; hatta kafasının acısı hala taze olduğundan kendisi için yaratmış olabileceği “kurban hikayesi”ni tersine çevirmenin kendi elinde olduğunu vurgulayın.
Tam ayağa kalkacağı sırada iterek tekrar yere yapıştırın ve hatırlatın ki ‘gördüğün ve deneyimlediğin her şey, aslında sana kendini yansıtıyordur”. ”Demek ki senin şiddetle yüzleşmeni gerektiren bazı hayat sorunsalların vardı. Bak sana ne güzel bir hediye sundum. Şimdi şükran duy” deyin.
Ardından da kendisine yaptığınız bu iyiliğe karşılık para isteyin. Kredi kartının pin numarasını da isteyin.
Kızmaya başlayacak olursa, hatırlatın ki, "öfke ve yargılama düşük frekanslı enerjilerdir" ve "hiçbir zaman hiç kimse suçlu değildir".
Eğer bu ifadeler onu yatıştırmadıysa, "ego’nun en büyük düşman" olduğunu anlatın; yaşanan bu durumu kabul edilemez bulan kısımlarının sadece yeniden tanımlanması gerektiğini ekleyin.
En son da şunu ekleyin:
“Sen bir matrix içerisinde hapsolmuş olarak dünyayı sınırlı merceklerden görüyorsun”
Kendisini bu matrix tuzağından kurtarmak için burada olduğunuzu söyleyin.
Sonra da cüzdanını çalın ve gidin ki, hayata dair son derecede değerli bir başka dersi, yani hiçbir şeye bağlanmamak gerektiğini anlasın ve düşüncelerin nasıl manifest olduğunu bir daha unutmasın...
JEFF BROWN
10 Oca 2017
9 Oca 2017
7 Oca 2017
Muhyiddin İbn Arabi
Isrardan uzak dur. Israr etmek , kalpleri öfkelendirir ve harplere yol açar. Sayesinde selamette olacağın susmak , daha sonra pişman olacağın konuşmaktan daha iyidir.
Fütuhat c18 , s419
Fütuhat c18 , s419
6 Oca 2017
Aleister Crowley
An astrologer who says that because certain positions and aspects exist, such and such a result must follow, is not a good astrologer, but a bad astrologer.
The astrologer claims to be a creative artist as much as the poet, painter, or musician; and he will never attain to real greatness in his profession if he allows himself to be bound down too tightly by tradition, or even by the calculations of his own experience.
Murathan Mungan
Kendi seçimlerimiz sonucunda olup bitenler rastgele başımıza gelenlerden daha çok sızlatır içimizi.
İnsanın kendi karşısındaki çaresizliği diğer çaresizliklere benzemez.
İnsanın kendi karşısındaki çaresizliği diğer çaresizliklere benzemez.
N'evi
Belâ dildendir, ol dildâr elinden dâdımız yoktur
Gönüldendir şikâyet, kimseden feryâdımız yoktur
Gönüldendir şikâyet, kimseden feryâdımız yoktur
5 Oca 2017
Maksim Gorki
Nasıl oldu, ben de anlamadım. Çocukluğumda herkesten korkardım. Büyüyünce herkesten nefret etmeye başladım. Kimine alçaklığından, kimine bilmem neden ötürü. Ama şimdi öyle değil. Onlara acıyorum sanırım. Nasıl oldu bilmem; insanlarla ilgili bir gerçeğin varlığını, ve yaşamlarındaki olumsuzluklardan sorumlu olmadıklarını öğrenince, yumuşadım.
Fernando Pessoa
Hayatla aramda ince bir cam var. Açıkça görmeme ve anlamama rağmen, dokunamıyorum hayata.
2 Oca 2017
I can never read all the books I want; I can never be all the people I want and live all the lives I want. I can never train myself in all the skills I want. And why do I want? I want to live and feel all the shades, tones and variations of mental and physical experience possible in my life. And I am horribly limited.
Sylvia Plath
Şebnem İşigüzel
Yaratan insanlar kendilerini kapatırlar. Sonra dostlar, düşmanlar yaratırlar. Her şeyi yaratır ve yarattıkları dünyada delirirler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)