Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor..
29 Eki 2016
Hayali Üstünlük
Son otuz yıldır yapılan çalışmalara göre, hepimizin kendimizi iş arkadaşlarımızdan daha becerikli, arkadaşlarımızdan daha ahlaklı, sokaktaki insanlardan daha dost canlısı, tanıdıklarımızdan daha zeki, ortalama bir insandan daha çekici, aynı dine mensup olduğumuz insanlardan daha az ön yargılı, aynı yaşta olduğumuz insanlardan daha genç görünümlü, tanıdığımız insanların çoğundan daha iyi şoför, kardeşlerimizden daha iyi evlat olduğumuzu ve ortalama yaşam süresinden daha uzun yaşayacağımızı düşünüyoruz (Belki bu listeyi okurken kendinize ‘Hayır, ben kendimi başkalarından daha iyi görmüyorum) dediniz.
O halde kendinize karşı ortalama bir insandan daha dürüst olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?
Görünen o ki, kimse kendisini ortalamayı oluşturan değerlere katkıda bulunan toplumun bir parçası olduğuna inanmıyor.
Ortalama bir insan olduğunuza inanmıyorsunuz ama başka herkesin ortalama olduğuna inanıyorsunuz.
Kendine hizmet eden ön yargının yarattığı bu eğilime hayali üstünlük etkisi adı veriliyor.
Siz de diğer herkes gibi inanılmaz derecede benmerkezcisiniz.
David McRaney - You Are Not So Smart: Why You Have Too Many Friends on Facebook, Why Your Memory Is Mostly Fiction, and 46 Other Ways You’re Deluding Yourself
25 Eki 2016
François Truffaut, L'argent de Poche (1976)
Hayat kolay değil. Hayat zor. Zorlukları aşabilmek için güçlü olmayı öğrenmemiz çok önemli.Dikkat edin, size güçlenmek dedim, katılaşmak demedim. Zor bir çocukluk geçirenler,korunmuş ve çok sevilmiş çocuklara nazaran, yetişkin olunca hayata daha hazırlıklı ve daha güçlü oluyorlar. Bu bir telefi yasasıdır.
Hayar zordur ama ona düşkün olduğumuz için de güzeldir. Grip yüzünden evde yatmak zorunda olunca, bir anda dışarıda olma isteğinizin farkına
varırsınız. Gezmek istersiniz. O zorunluluk sayesinde hayatı sevdiğinizi anlarsınız.
23 Eki 2016
Kadınlar, iç çamaşırlarının ve ayakkabılarının marka etiketinden aldıkları destek nispetinde özgüvenliydiler… Erkekler, otomobillerinin modeline bağlı psikolojik bir hiyerarşi içinde trafikte seyrediyordu… Rekabet kızışmıştı… Kimliği belirsiz düşman, topluma kendi karakterini vermişti… Köleliğin adı konmamış biçimleri devredeydi…
Murat Menteş
18 Eki 2016
17 Eki 2016
Sadi-i Şirazi
Ne eşek gibi yük altındayım,
Ne bey gibi deve üstündeyim,
Ne efendi, ne köleyim,
Hiçbir şeyim yok.
Olmayan şey için kederlenmem.
Soluğum rahat.
Her nefes bir ömür gibi.
Ne bey gibi deve üstündeyim,
Ne efendi, ne köleyim,
Hiçbir şeyim yok.
Olmayan şey için kederlenmem.
Soluğum rahat.
Her nefes bir ömür gibi.
14 Eki 2016
12 Eki 2016
10 Eki 2016
Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen kuşağın devridir. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: "Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?" Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ideal tümden kayıplara karıştı.
Dostoyevski
6 Eki 2016
Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü seçenek arasında gidip gelirler; ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir; ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır.
Schopenhauer
5 Eki 2016
1 Eki 2016
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)