Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor..
31 Tem 2016
28 Tem 2016
26 Tem 2016
Şule Gürbüz
Hani hastalıktan kalkanın nekahet halinin yaşama tutunmak zannedilen bir hali vardır ya, o aslında yaşamın tutunacak ve tutulacak bir yeri olmadığının anlaşıldığı haldir. Hani büyük dertlerin terbiyesinden geçenin sükûneti vardır, o aslında dert ne denli büyük olursa olsun sükunetten başka yapacak bir şey olmadığının anlaşıldığı haldir. Hani benim indiğim kuyuda aklımı adeta bırakışım var ya, o da aslında yanımda taşımaya değer bir şey olmadığını anlamanın ve ne taşıdığımı bilmenin seyahatidir
25 Tem 2016
Hayır, bizi bırakıp gitmeyeceksin, başka birisi olmayacaksın, nasılsan öyle kalacaksın: Kuşkularınla, kendinden sonsuz hoşnutsuzluğunla, sonuçsuz kalan kendini düzeltme deneyimlerinle, yaşadığın düşüşlerle ve senin için olanaksız, sana nasip olmayacak sonsuz bir mutluluk beklentisiyle.
Leo Tolstoy - Anna Karenina
23 Tem 2016
21 Tem 2016
Film Önerileri :The Swimmer
Yapımı: 1968 – ABD
Yönetmen: Frank Perry, Sydney Pollack
Oyuncular: Burt Lancaster, Janet Landgard, Janice Rule |
10 Tem 2016
Film Önerileri :Gizemli Ada (The Wicker Man-1973)
Yapımı: 1973 – İngiltere
Yönetmen: Robin Hardy
Oyuncular: Edward Woodward, Christopher Lee, Diane Cilento
Yönetmen: Robin Hardy
Oyuncular: Edward Woodward, Christopher Lee, Diane Cilento
Sylvia Plath
Ona bedenim hasta olsa sorun olmayacağını, kafamın hasta olmasındansa bedenimin hasta olmasını yeğlediğimi söylemek istedim, ama bunu anlatmak öylesine karmaşık ve yorucu geldi ki hiçbir şey söylemedim. Yalnızca yatağıma biraz daha gömüldüm.
3 Tem 2016
2 Tem 2016
1984
Winston cebinden bir yirmi beş cent çıkardı. Madeni paranın üstünde de küçük, okunaklı harflerle aynı slogan yazılıydı; öbür yanında ise Büyük Birader'in yüzü görülüyordu. Büyük Birader'in gözleri paranın üstünden bile sizi izliyordu. Paraların, pulların, kitap kapaklarının, bayrakların, posterlerin, sigara paketlerinin üstünden… Her yerden. Hep sizi izleyen o gözler ve sizi sarıp kuşatan o ses. Uykuda ya da uyanık, çalışırken ya da yemek yerken, içeride ya da dışarıda, banyoda ya da yatakta… Kaçış yoktu. Kafatasınızın içindeki birkaç santimetreküp dışında, hiçbir şey sizin değildi.
George Orwell
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)