Kimsenin yüzü kalbine uymuyordu… Ben şimdi kime güveneceğim? Kalplerini okumazdan evvel hepsine güven duyuyordum, ne kadar mutluydum, ne kadar huzurluydum…
Nazan Bekiroğlu
Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor..
31 Ara 2016
Nasıl biri olacağınıza dair ihtimaller bile çocukluğunuzdan çok öncesine, varoluş anınıza dayanır. İnsan davranışlarında genlerin önemli olmadığı görüşündeyseniz, şu inanılması güç gerçeği bir düşünün: Eğer belirli bir gen grubuna sahipseniz, bir şiddet suçu işleme olasılığı “yüzde sekiz yüz seksen iki” oranında artar.
Özetle, bu genleri taşıyorsanız, ağır saldırı suçu işleme olasılığınız diğerlerine göre sekiz kat, cinayet işleme olasılığınız on kat, silahlı soygun yapma olasılığınız on üç kat ve cinsel saldırı suçu işleme olasılığınız da kırk dört kat fazladır.
İnsan popülasyonunun yarısı bu genlere sahipken diğer yarısının sahip olmaması, ilk grubu, diğerleriyle kıyaslanmayacak ölçüde tehlikeli kılar. Mahkûmların endişe verici ölçüde büyük bir çoğunluğu, ölüm cezası alanlarınsa yüzde 98,4'ü bu genleri taşımaktadır. Geni taşıyanların farklı davranış türüne güçlü bir eğilim gösterdiği yeterince açıktır ve tek başına bu istatistikler bile, güdüler ve davranışlar bakımından herkesin masaya eşit koşullarda oturduğunu varsayamayacağımızı göstermektedir.
Bu arada, bu tehlikeli gen grubuna yeniden dönecek olursak, siz de olasılıkla adını duymuşsunuzdur. Topluca “Y kromozomu” olarak anılırlar. Ve eğer siz de bir taşıyıcıysanız, “erkek” olarak isimlendirilirsiniz.”
David Eagleman
29 Ara 2016
Rest In Peace.
Carrie Fisher watches her mom, Debbie Reynolds, on stage at the Riviera Hotel in Las Vegas, 1963
The Light of Egypt
Dertler, tasalar aklımızdan geçtiği anda ilk hissettiğimiz etki midemizdedir. Bu hassas organımız Solar Plexus alanında yer alır.
Vücudu sıkan, sarmalayan şeyler ruhsal gelişimi engellediğinden, kadim Hindistan, Kalde ve Mısır'da rahipler uzun bol cübbeler giyerdi. Korseler ve ayağı sıkan ayakkabılar, günümüz insanının ruhsallığına, cehaletten daha çok zarar vermiştir.
Midede kramp, solar plexus'u işe yaramaz hale getirir. İşe yaramaz bir solar plexus ruhsal yetersizlik demektir. Bu da, gezegensel etkilerin olumsuz ışımalarına kontrolsüzce maruz kalarak köle olmayı getirir.
Thomas H. Burgoyne
Vücudu sıkan, sarmalayan şeyler ruhsal gelişimi engellediğinden, kadim Hindistan, Kalde ve Mısır'da rahipler uzun bol cübbeler giyerdi. Korseler ve ayağı sıkan ayakkabılar, günümüz insanının ruhsallığına, cehaletten daha çok zarar vermiştir.
Midede kramp, solar plexus'u işe yaramaz hale getirir. İşe yaramaz bir solar plexus ruhsal yetersizlik demektir. Bu da, gezegensel etkilerin olumsuz ışımalarına kontrolsüzce maruz kalarak köle olmayı getirir.
Thomas H. Burgoyne
Souls on the Banks of the Acheron, Adolf Hirémy-Hirschl,1898
Yeni ölüler aşağıdaki dünyada nihai yerlerine kendilerini götürecek kayığı beklemektedir. Sol köşede Charon belli belirsiz kürek çekerek yaklaşmaktadır. Hermes kanatlı başlığı ile ölüleri diğer tarafa geçirme işini yapmaktadır. Pek azı güneş ışığını bırakmaya isteklidir. Ölümü hemen kabullenenler sadece bebekler ve yaşlılardır.
24 Ara 2016
16 Ara 2016
13 Ara 2016
12 Ara 2016
10 Ara 2016
9 Ara 2016
3 Ara 2016
Leo Tolstoy
He felt he was himself and did not want to be otherwise. He only wanted to be better than he had been before.'
27 Kas 2016
26 Kas 2016
Max Bruch-Symphony No.1 In E Flat Major, Op.28
III. Quasi Fantasia ( Grave )
IV. Finale ( Allegro Guerriero )
23 Kas 2016
21 Kas 2016
İnsanın gökyüzüne bakacak vakti olmalı, yapamadım, yetiştiremedim, edemedim, hiçbir zaman bitmez, hiçbir devirde de bitmemiştir.
Hilkate bakmalı insan, kendisiyle yalnız kalmalı, işte yokluk öyle başlıyor. Varlık zor, varlık çok ağır, varlıkla meşgul olmak. O siklet kalbi çok yoruyor azizim.
Sadettin Ökten
Hilkate bakmalı insan, kendisiyle yalnız kalmalı, işte yokluk öyle başlıyor. Varlık zor, varlık çok ağır, varlıkla meşgul olmak. O siklet kalbi çok yoruyor azizim.
Sadettin Ökten
19 Kas 2016
18 Kas 2016
16 Kas 2016
15 Kas 2016
11 Kas 2016
10 Kas 2016
En yukarı göğün padişahı Zühal (Satürn), altıncı göğün padişahı Müşteri (Jüpiter), beşinci göğün padişahı Merih (Mars), dördüncü göğün padişahı Güneş, üçüncü göğün padişahı Zühre (Venüs), ikinci göğün padişahı Utarit (Merkür), birinci göğün padişahı Ay’dır. Şimdi bu yıldızların hükmünü bildirelim. Mesela Zühal ki, yedinci göğün padişahıdır. Bin yıl onun hükmü vardır. Adem Aleyhisselam Zühal devrinde geldi. Bin yıl ömür sürdü. Adem’in kadr-u kıymeti ona göre idi. Kuvveti ve şecaati dahi ona göre idi. Zühal burçta iki buçuk yıl durur. Ve o zamanın insanı bin yıl yaşardı. Ve insanın boyu postu ve kuvveti zamanına göredir. Vaktaki (ne vakit ki) Zühal devrini tamamladı, padişahlık Müşteri’ye geldi. Onun dahi seyrine göre ömür ve kudreti takdir olundu. Nuh Nebi (A.S.) devrinde sekiz yüz yıl ömür sürdü. Onun için ömrüne ve kuvvetine göre olup, asan üzerine olurlardı. Ömür ve kudret dahi biraz takdir olmuştur. İlk devir ki Zühal’dir. O devrin evvelinde Adem Nebi yere indi. Ondan Müşteri’ye, ondan Merih’e, ondan Güneş’e, Zühre’ye, Utarit’e ve Ay’a gelince son devirdir. O devirde Muhammed (S.A.V.) Hazretleri geldi. Onun için ahır zaman peygamberi dediler. Bundan sonra ne zaman vardır ne de peygamber vardır. Şimdiki zamanımız Ay devridir. Gayet süratli geçer. Ömrün nihayeti Ay’ın süratine göredir. Ömürle beraber boy post dahi ona göre olur. Ay burçta iki buçuk gün durur. Ay devrinde doğanların ömrü yüz nihayet en çok yüz yirmidir. Zira ulemanın kavli (sözü) de buna göredir.
Muhyiddin-i Arabi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)