Adamın yüzünde manalı hatlar vardı.
Sevilmemişlerin, çok üzülmüşlerin, sarhoşların, bir zaman güzelken çirkinleyivermişlerin, okumuşların, hasılı içi rahatsızların yüzlerindeki ifade…
Sait Faik
Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor..
31 May 2013
30 May 2013
28 May 2013
Kapıyı başkalarının yüzüne kapamak hiç de zor değil… Başkalarınca kapanacak kapıların ardında öylece kalakalmak da… Peki ya kişinin kendi yüzüne kapıyı kapaması? Kapıyı kendi yüzüne yine kendisinin çarpması? Aynı anda, aynı kapının iki tarafında da bulunması? Bir defada hem kapıyı kapayan, hem de yüzüne kapı kapanan kişi haline gelmesi?
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu
27 May 2013
Şunu bütün ciddiyetimle söylüyorum ki, birçok kez böcek olmak istedim. Ancak bana bu onur bile bahşedilmedi. Baylar, fazla bilinçli olmak bir hastalıktır. Gerçek, tam bir hastalıktır. Sıradan bir bilinç, insanın yaşamı için fazlasıyla yeterlidir. Yani şu şanssız on dokuzuncu yüzyılımızın gelişmiş insanına, gerekli olan bilincin yarısı, hatta dörtte biri bile yeterlidir.
Dostoyevski
Dostoyevski
26 May 2013
21 May 2013
18 May 2013
17 May 2013
Mutluluğu ertelediğini söyleyen biri neyi ertelemektedir? Mutluluğun zaman boyutunun farkında mıdır?”Okul bir bitsin, o zaman mutlu olmaya bakarım” ya da “Önce param olsun, mutluluğu o zaman ararım” diyen birinin “sonraya bırakmaya” çabaladığı şey nedir? “Mutluluk” hakkında ne kadar düşünmüştür?
Zamanı yaşayabilenler erteleme gücüne sahiptirler: Zaman bilinci ve iradesi olanlar. Diğerleri, geciktirirler, gecikirler, yetişemezler, ihmal ederler, “üstüne yatarlar”, kaçırırlar, ıskalarlar, geri çekilirler, kaçarlar. Vazgeçerler. Uzatırlar, bitiremezler, başlayamazlar.
Ahmet İnam
15 May 2013
Olanlık
Meğer aydınlıkmış esas kötü olan, insanı savunmasız bırakan, bela getiren, her anlamla dolu dönemin ardından derin bir anlamlandıramama dönemine girerim ben, toplarım toplarım sonra o ağırlıkla dibe batarım, evet, bütün her şey anlamını tamamen kaybetti bak, berbat bir çöküntü, teker teker sıyrıldım bak kaç gündür bana hayat veren o anlamlardan, tek tek atıp hafiflemezsem tekrar su üstüne çıkamam, boğulurum, cepteki intihar tabancası çıkar ortaya, neden korkuyorsun, hiçbir anlam kalmadı ondan, her şey birden değerini kaybetti ondan, ne olacak, nasıl dayanacağım, kaslarımdaki bu gerginliğe nasıl dayanacağım, nasıl dayanacağım, öyle büzülürüm yatakta, dizlerimi göğsüme çeker, koskoca adam, top gibi yatağın içinde, hayatımın büyük bir kısmı bu yorganın altında geçti benim, kurtar beni Allah’ım, kurtar beni, neden sonra kaslarım yumuşamaya başlar, anlamlandıramama krizi yavaş yavaş biter, bedenime ılık bir su gibi kendilik yayılır, bacaklarımı aydınlığın küçük yaratıkları ısırmayacak artık, açarım bacaklarımı, gerinirim yatakta, Allah’ım elimden tut, bırakma beni bu çoksesli duygulara, her taraftan fısıldayan korkulara, bedenimi açar gererim, anlam tıpkı bir beyin kimyası gibi geri gelmiştir, gevşetici bir doz, artık kalkıp dolaşabilir, aydınlıklardan gelen parlak yaratıklardan korkmayabilirim, anlamın canlı kalabilmek için biraz karanlık istemesi ne tuhaf, karanlığı özlüyorum, uyku getiren karanlığı, biyoritmi, melatonini, Allah’ım bugünü de sağ salim kapattım, yarın da bana yardım et, işte bu. Anlam için biraz karanlık!
Ahmet Güntan
12 May 2013
5 May 2013
4 May 2013
Yusuf Has Hacib
Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dil dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar.
Sahici deli nedir? İnsan onuru diye üstün bir düşünceyle uzlaşmak yerine, toplumun anladığı anlamda deliliği seçmiş bir adamdır. İşte bu yüzden toplum kurtulmak istediği insanları, bazı alçaltıcı işlerde kendisiyle iş birliği yapmadıkları için kendilerinden sakınmak istediği insanları akıl hastanelerinde boğazlanma cezasına çarptırır.
Çünkü deli bir insan her şeyden önce toplumun dinlemek istemediği, dayanılmaz doğruları söylemesini engellemek istediği biridir.
Antonin Artaud
2 May 2013
Gölge Hırsızı
Zaman sadece geçermiş gibi yapıyor.En basit anlar,içimize hiç silinmemecesine demir atmış duruyor.
Marcy Levy
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)