Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor..
28 Şub 2013
27 Şub 2013
25 Şub 2013
24 Şub 2013
Sylvia Plath
Kendimle ilgili tüm o tedirgin edici kuşkuların gerçek olduğunu ve bu gerçeği artık daha fazla gizleyemeyeceğimi hissediyordum. On dokuz yıl boyunca iyi notların, ödüllerin ve çeşitli bursların peşinde koştuktan sonra, artık kendimi koyveriyor, yavaşlıyor ve düpedüz yarışı bırakıyordum.
23 Şub 2013
Umutsuzluk nedir bilir misin sen? Ortalama umutsuzluk değil ama. Hayatına giren herkesin ve her şeyin ortak sonucu olan o derin umutsuzluk nedir bilir misin? Bilemezsin elbet. İşte o yavşak umutsuzluk var ya. Adama kaçıncı tekil şahıs olduğunu bile unutturur. Kimim lan ben diye aptal aptal bakar durursun kendi içine.
Ali Lidar
21 Şub 2013
Tarık Tufan
Gönderdiğim postalar, işe gidişlerim, eve dönüşlerim, doğum günü kutlamalarım hep zamansız.
Yaşamak böyle bir şeymiş gibi geliyor bir süre sonra.
Alıştım. Sormuyorum artık bindiğim otobüsün nereye gideceğini.
19 Şub 2013
Yarım Kalan Yürüyüş
Sürekli bir eksiklik duygusu, zaman zaman akla gelen uysal bir diş ağrısına benzeyen acı...unutmak buydu.
18 Şub 2013
Charles Bukowski
Azimli olmadığım doğru,ama azimli olmayanların da yaşayabilecekleri bir yer olmalıydı, mevcut yerlerden daha iyi bir yeri kastediyorum.
Sabahın altı buçuğunda bir çalar saat sesiyle uyanıp yataktan fırlayan, giyinip zorla bir şeyler atıştıran, sıçıp, işeyip, dişini fırçalayan, saçını tarayan, başka birine büyük paralar kazandırdığı bir yere ulaşmak için trafikle boğuşan ve tüm bunlara sahip olma fırsatı bulduğu için müteşekkir olması istenen biri hayattan nasıl keyif alabilir?
Sabahın altı buçuğunda bir çalar saat sesiyle uyanıp yataktan fırlayan, giyinip zorla bir şeyler atıştıran, sıçıp, işeyip, dişini fırçalayan, saçını tarayan, başka birine büyük paralar kazandırdığı bir yere ulaşmak için trafikle boğuşan ve tüm bunlara sahip olma fırsatı bulduğu için müteşekkir olması istenen biri hayattan nasıl keyif alabilir?
17 Şub 2013
Nereye giderse gitsin sonunda hep İstanbul’a geri dönme dileğiyle yüzüğünü Boğaz’ın sularına atan ve Boğaziçi ile böylece evlenmiş olduğunu söyleyen kızın hikayesi
16 Şub 2013
14 Şub 2013
13 Şub 2013
12 Şub 2013
10 Şub 2013
Sabahattin Ali , İçimizdeki Şeytan
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve çevrenin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?
9 Şub 2013
Oğuz Atay, Korkuyu Beklerken
Hava kararmıştı. Bir sokağın ortasında durdum. Artık bu sokağı bile bitirme isteği kalmamıştı bende.
8 Şub 2013
Yaşama Sanatı, Cesare Pavese
"Otuzumuza kadar köle gibi çalışıp her meteliğimizi biriktirelim; ondan sonra hayatın tadını çıkarırız” diyenler, otuz yaşına gelince kendilerini hırsa kaptırmış ve ağır işe öylesine alışmış olacaklar ki; artık hiçbir şeyin tadını çıkaramayacaklardır.
7 Şub 2013
Gündüz Vassaf
Birbirimizi anlayamayacağız korkusuyla, sözcükleri gereğinden çok fazla kullanıyoruz. Konuşmamanın, iletişim kurmayı reddetme anlamına çekilmesinden, kabalık olarak görülmesinden korkuyoruz. Ayrıca, çok fazla konuşuyoruz. Sessizlik bizi ürkütüyor. Sessizliği denetleyemiyoruz.
Oysa sessizlikte, sezinlediğimiz ama tanımadığımız dürtülerin, özgürlüğün ve gelişigüzelliğin son noktası saklıdır.
Vasconcelos-Şeker Portakalı
Hepimiz büyüktük.Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve hüzünlü kişiler.
6 Şub 2013
5 Şub 2013
Yaşama Uğraşı
Gövdemizin işleyişindeki incelikleri ancak bir hastalık sonucu anlayabiliriz. Aklımızın ve ruhumuzun işleyişini de dengemizi yitirdiğimiz zaman.
Cesare Pavese
Cesare Pavese
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)